Benim Balonlarım Vardı Onları Kimler Aldı?
Benim balonlarım vardı
Onları kimler aldı
Mutlu bayramlar vardı
Kimbilir nerde kaldı
Dostumdu benim balonlar
Çocuklar beni anlar
O çocuklar ve o balonlar
O çocuk yüzlü bayramlar şimdi nerdeler
Hani nerde o ışıklar çocuksu sevgiler
Gitti mi yoksa yine gelir mi o günler
Nerde kaldı masallar sevgiler günler
Söylenen bütün masallara inanırdık
Onlar mı bizi kandırdı biz mi aldandık
Bayramları bekler bayramları yaşardık
Bayramlar mı eskidi bizler mi yaşlandık
Benim balonlarım vardı
Onları kimler aldı
Mutlu bayramlar vardı
Kimbilir nerde kaldı
Bu şarkıyı ne zaman dinlesem alır beni çocukluğuma götürür oralarda bir gezinirim ki sanki bulutların üzerinde hafiflemişim bir anda tüm sıkıntılarımdan sorumluluklarımdan sırtımdaki ağır yüklerden kurtulmuş gibi yapayalnız ama mutlu çocukluğuma koşar adımlarla gezintiye çıkarım işte…
Gözlerimden akan yaşlara aldırmaksızın üzerimdeki narin ipek elbisemle yaşım daha 6 uçuş uçuş saçlarım boşluğa doğru ilerlerken bulurum kendimi hep sessizlik ve mavi bana hep huzur verir. Kalabalıkların ve yozlaşmış toplumun içinden sıyrılıveririm bir şarkı ile işte bende böyle mutluyum 30 yaşımdan geri sayarım usulca gerisin geriye yol alırım neyin cezası bu tanrım bu yorgunluğum bu mutsuzluğum ve bu boşvermişliğim hangi günahımın bedeli sadece yorgunum…
Zaman her şeyin ilacı der annem hep, İlaç olmuyor da sadece derin yaraların kabuk tutmasını sağlıyor sorun da bu derin bir iyileşme göstermeyen yara kabuğu biraz kaldırdıkça oluk oluk kanıyor yine Korkuluk gibi hissiz ürkütücü ve darmadağınım. Toparlamaya çalıştıkça batıyorum gibi hissettiğim her an hayata dair umutlarım hala bir yerlerde sevgi kırıntılarının kaldığını hissediyorum ve yoluma devam ediyorum.
Her sabah evden çıkarken sorumluluklarımı sırtıma alıp akşam döndüğümde hepsini kapıda bıraktığım dönemdeyim şimdi çünkü Anne oldum hayatın biz kadınlara bahşettiği en özel ayrıcalık bence size ihtiyacı olan bir canlıyı besleyip büyütüp ona hayatı sunuyorsunuz bu en güzel yanı onu bir birey olarak hayatın tüm oyunlarına kurulan tüm tezgahlara ayağına atılan her çelmeye kendi ustalığı ile başa çıkmayı öğretiyorsunuz harika değil mi ?
İşte tam olarak istediğim buydu yalnızlığıma ortak yorgunluğuma huzur gülümsemesinde kaybolduğum bir evlat…
Çocukluğu harika geçmeli yaşayamadığım ne varsa yaşamalı tadamadığım duyguları tatmalı daha derin nefes almalı içine çekmeli hayatı tüm yeşiliyle tüm mavisiyle koklamalı. Dibine kadar bilmeli mutluluğu işte her yönüyle mükemmel olmalı ona sahip olacağımızı öğrendiğim günün yaşadığım heyecan o soğuk terleme ve ellerimdeki anlamsız titreme hala hatırımda ne mükemmel bir duygudur ne yaşanabilir bir haz işte yaşantımın bana en güzel armağanı başka bir açıklaması olamaz diye düşünüyorum hala daha…
Hayatı boyunca ona rehber olacağımız en iyi anne baba olacağımıza söz verdik kıymet verdiği şeyleri birbir işledik o neyi sevdiyse bizde sevdik o neye bağlandıysa bizde bağlandık en çok ne ile oynamayı sever hangi yemeği doya dpya yer ezberledik..
Araba tutkusu sanırım her erkek çocuğunda var ancak bizdeki bir başka evdeki tam 218 adet arabanın içlerinden biri bile kaybolsa saatlerce arayacağım her ay oyuncak satın alma günü oluşturacağım ve alışveriş merkezlerindeki uçan balonların çığlık çığlığa isteneceği almayınca sanki dünyası başına yıkılmış gibi hayata küsebileceği belki bundan yıllar önce birileri anlatsa gülüp asla inanmayacağım ve hatta bir çocuğa laf geçiremiyorlar ne ayıp deyip eleştiri yağmuruna tutacağım şeyleri bir bir yaşayacağım aklıma gelmezdi.
Kendi çocukluğum geldi aklıma nasıl da mutlu olurduk en ufak oyunlarla İnşaat kumlarının tepelerine tırmanıp tepeden kendimizi gerisin geriye bırakışlarımız. Akşam ezanına kadar olan vaktimizde sokaklarda misket yuvarlayışlarımızı taso savaşlarımız saklambaçlarımız ne yazık ki şimdiki çocukların oyunları da istekleri de mutlulukları da o kadar kolay olmuyor. Her nesil birbirinin ardından bambaşka doğup büyüyor bir öncekiler ile yetinmek yerine daha fazlasını koyuyorlar üzerine gelecek kaygısı da binince ödün verip de alamama korkusu da ayrı bir ironi olarak gerçekleşiyor.
Kaygı demişken çocukluk kaygılarından hem bir eğitmen hemde bir anne olarak biraz bahsedeyim;
Sürekli olmayan kaygı ve korkular çocuklarda büyümenin belli ve vazgeçilmez parçasıdır aslında. Belli büyüme evrelerinde çocuklarımızın bazı kaygı ve korkuları olması mümkün ve şaşırtıcı bir problem değildir elbette. Çocuğun gelişimiyle eş zamanlı olarak ayrılık korkusu, okula başlama, fiziksel yaralanma gibi korkuları olabilir. Önemli olan bu kaygılarının hayat kalitesini, günlük yaşamını ve gelişimini kötü olarak etkilemesidir. Kaygılar, genellikle açık ve net bir gerekçe olmadan hissedilen duygusal bozukluktur. Korku da çocukların görünen ve görünmeyen tehlikeler karşısında gösterdikleri sevgi, öfke, neşe ya da üzüntü gibi doğal süreci olan bir tepkidir. Kaygı ve Korkular birbiri ile bağlantılı mıdır veya gelişimi etkiler mi? Kaygı ve korku duygularımızı aynı seviyede olduğunda, çevresel olumsuzluklara veya tehlikeler ile karşı hazır olmayı sağlayan, koruyucu bir etkisi olan olağan duygulardır. Çocuklar bu gibi duygu durumları sayesinde yaşama uyum sağlamayı, kendilerini tehlikeli durumlardan uzak tutmayı öğrenmiş olurlar.
Kaygı ve korku olguları ile başa çıkmaya çalışmak beklenmedik, farklı ve yeni durumlara hazırlıklı olmayı sağlar.
Çocuğu daha temkinli davranmaya yönlendirir. Odaklanmaya yardımcı olur ve motivasyon sağlar, kaygı ile korku birbirine bağlı yakınlığı olan eş duygulardır ve bu nedenle sıkça karıştırılır. Bir çocuk hayvanlardan ürküyor görünce ani ve sert tepkiler veriyordur bir köy yolunda aniden karşına çıkan tavuk için çığlık çığlığa bağırır sert tepkiler verir bu onun korktuğuna işarettir Kaygı ise belirsiz tanımlanamaz şeyler için kullanılır anlatması daha zordur hatta gelin ikisi arasındaki farklılıklara göz atalım.
Korku;
* Kaynağı bilinir.
* Kısa sürelidir.
* Anlık tehlikelere karşı gösterilen tepkidir.
* Aniden gelişebilir.
Kaygı
* Kaynağı belirsizdir.
* Belirtileri uzun sürelidir.
* Gelecekle ilgili endişeleri içerir.
* Ortaya çıkışı genelde yavaştır.
* Anlatması zordur.
Her Gelişim Dönemine ait olgular farklılık gösterir
çoğu korkular belli başlı yaş gruplarında meydana gelir ve bir sıkıntı olarak tanımlanmaz. Çocukların gelişim özelliklerine göre görülmesi doğal kabul edilen korkuları aşağıdaki tabloda belirtilmiştir.
Korkular gelişimsel olarak değişime uğrarlar. Çocukların korkuları giderek daha somutlaşır. Hayali korkuların yerini daha gerçekçi korkular alır. Örneğin daha küçük yaşlarda görülen canavarlar, hayaletler gibi korkular zamanla eve hırsız girme, kaybolma, kaza geçirme, fiziksel tehlike korkularına dönüşür.
Çocukların bu dönemlerinde ihtiyaçları olan tek şey güven duydukları ebeveynleridir. Eğer bu gibi durumlarda korkulacak bir şey yok korkma ben varıp deyip başınızdan savarsanız çocuk kendisini yalnız hisedicek ve sizinle iletişime geçemediğinden kendi başına çözüm üretmeye çalışmak yerine savunmasız kalacak olaylar arasında sessizliğe bürünecektir.
Yapmanız gereken korkularının kaynağını bulmak ve çözümler üretmek birlikte korkularının veya kaygı duyduğu problem onu üzen durum her neyse ailecek masaya yatırılıp bu konular üzerine hikayelendirmeler örneklendirmeler yapılıp gerçekleri evladınız ile paylaşmak olacaktır. Günümüz internet çağında çocuklarımızın eline iliştirdiğimiz akıllı telefonlar tabletler birer canavar ve içlerinde her türlü negatif durumlar ile karşılaşmaları mümkün tehlikeli oyunlar +18 Görüntüler hemen hemen girilen her sitede bir anda açılan olur olmaz reklamlarda bile neler görüyoruz ve biz bu görüntüleri evlatlarımızın eline verip sırf biraz kafa dinlemek adına boşvermişlik yapmak inanın hiç mantıklı değil..
Günümüz çocuklarında bunu saklamak veya vermemek imkansız ama çözüm yolları elbette var kullandığı programları oyunları video kanallarını sınırlayıp yaş sınırı koyarsanız yalnızca ona uygun görüntüler izleyebilecek ekstra sıkıntılı durumlar ile karşı karşıya kalmassınız.
Malum 90 larda yaşamıyoruz bizlerin atlattığı sıkıntılı çocukluk bilinçsiz ebeveynler toplum baskısı elalem kuralı bunların her biri günümüzde tarih olmuş durumda. Bizlerin zamanın da yaşadıkları travmalar umursanmaz unutur denir ve üzeri bir güzel örtülürdü işte en büyük hatayı yetiştirilirken tam da burada yapmışlar Ancak bizler bu hataları yapmamak adına daha çok kitap okuyup daha çok bilinçlenmeliyiz Çağımız İnternet Çağı Olduğundan tüm bilgiler ve uzmanlar yalnızca bir tık uzağınızda okumak bizleri güçlendirir ve zamana hazırlıklı yakalanmamızı gelişen teknoloji ve yeni nesle daha iyi ebeveynler olmamızı sağlar.
İşte tam bu bilgiler ışığında artık tüm zamanımı verimli kullanıp arada yalnız kalmak ve kafamı dinlemeye ihtiyaç duyduğumda uzaklaşıyorum buralardan eğer varlığımın bir faydası olamayacaksa burada olmamın da bir anlamı yok diyerek dinlenmek için inzivaya çekiliyorum. Bu arada kendi çocukluğum kendi korkularım ve kendi kaygılarım ile yüzleşip nasıl toparlayabilirim günü nasıl kurtarabilirim daha çok bunun ile ilgileniyorum ve her gün bir diğerinden daha verimli geçebilmesi için İş Planlaması yapıp zamanımı olumlu harcıyorum ben ne yaşarsam yaşayayım sorumluluklarım ne denli ağır olursa olsun yalnızca en doğru olanı yapmak için çaba sarfediyorum ve herkese de bunu tavsiye ediyorum.