Küçük Sarman Yavru Kedim
Hayatlarımızı sevdiklerimizle paylaştığımız gibi evimizde bizim en sevimli can dostlarımız olan kediler ve köpeklerle de paylaşırız. Bugün size evimizde beslemeye başladığımız minik ve güzel kedimizden bahsetmek istiyorum.
Hayvanları çok sevmeme rağmen evde evcil hayvan beslemeye çok karşıydım. Çocuklarım çok uzun süreden beri kedi isteyip duruyorlardı. Ben bir vakit sonra ikna oldum ama babamız kesinlikle hiç buna yanaşmıyordu. Ve bir gün kızım bana şirin mi şirin bir yavru kedi resmi attı. Öyle güzel bakıyordu ki beni siz alın diye. Bir şekilde babayı ikna etmeyi başardık. Çocuklar havaya uçtu. Hele kızım hala inanamıyordu. Hemen sahiplendirmek isteyen kişiyle irtibata geçtik. Biz İstanbul Anadolu yakasında oturuyoruz ve kediyi almak için Avrupa yakasına geçtik. Onu o kadar almak istemiştik ki yol gözümüzde bile büyümemişti. Heyecanlı yolculuktan sonra onu bulunduğu evden alıp, sahiplendik. İlk arabaya bindiğinde çok korktu ve ürperdi. Onun için o kadar yabancıydık ki. Eve geldiğimizde yabancı yere geldiğinin o kadar farkındaydı ki. Her yeri gezmeye ve koklamaya başladı. O kadar korkmuştu ki sürekli yatağın altına kaçıyordu. Bir saat geçmeden yanımıza geldi ve hırlamaya başladı. Kendince beni sevin diyordu. Çok çabuk birbirimize alışmıştık. Artık o bizim evimizin küçük bebeğiydi. İlk yapmamız gereken kendisine bulaşan küçük haşerelerden kurtarmaktı. Ne de olsa dışarıdan pire bulaşmıştı kendisine. Veterinere götürdük ve gerekli müdahale yapıldı. Artık küçük sevimli, şirin kedimiz çok temiz ve bakımlıydı. Ve bu her halinden, tüylerinin düzelmesinden ve kilo almasından belli oluyordu. Veteriner bir haftada çok iyi bakmışsınız. Çok iyi kilo almış, kendisine gelmiş dediği zaman kızım çok mutlu olmuştu.
Kedimiz çok sevimli olmasının yanında çok da yaramazdı. Hiç yerinde durmayan afacan bir çocuktan hiç bir farkı yoktu. Koltuk tepelerine çıkmaya bayılıyor, tüllerle oynuyordu. Bazen sevimli olmasına karşın bu durumlarda sinir etmeyi de başarıyordu. Çünkü yavruydu ve hep oyun istiyordu. Ona oyuncaklar aldık. Küçük bir kedicik, top, tırmanma ağacı. Ama o yinede koltuk ve halıları kemirmeyi daha çok seviyor.
Öyle garip bir duyguymuş ki eve gittiğimde beni kapımda karşılıyor ve hemen yanaklarımı yalıyor. Ona çok alıştık o da bize.