Zor Günler Beraberinde Güzel Günleri Getirir
Yaşamak için her daim mücadele etmek gerekir. Her zorlu günün de güzel günler doğuracağını unutmamalı insan. İnsan hayatında istek ve azimli olduktan sonra başaramayacağı hiç bir şey yoktur. Ben kendi hayatımdan bazı anları anlatmak istedim. Eminim sizler için de hayat için istek ve azim getirecektir.
Ben 27 yaşındayım. İstanbul’da doğup büyüdüm. Küçüklüğümden bu güne tek hayali polis olmaktı. Maalesef ülkemizde insanlar istedikleri mesleklere yönelemiyor. Hangi meslek olursa olsun istek ve becerisine bakmadan sınava tabi tutuluyor ve belli bir bölümlere yerleştiriliyor. Örneğin; ben boyum tutmadığı için polis olamadım. Çok kızgındım, vatanı sevmenin, vatana bu yönde hizmet etmek isteyen kişinin önünde boy, kilo gibi kartların aranmaması gerekir. Çünkü insan istediği ve sevdiği işte mutlu olur, o işi hakkıyla yapar. Polis olamadım diye hayata küsmedim tabi ki, alternatif olarak aklımda hep avukat olmayı hedefledim. Polis olamayınca da eğitimime avukatlık üzerine devam etmek zorunda kaldım. Tabi ki polislik içimde ukde olarak kalsa da hayatıma devam etmek zorundaydım. Lise eğitimim bittikten sonra üniversiteye hazırlanmak için bir yıl ara verdim. Dershaneye başladım ve iyi bir üniversitede hukuk eğitimi alabilmek için çok çaba gösterdim. Ailem hayatımda en büyük destekçim oldu. Sınava hazırlanma sürecim oldukça zordu. Babam Çimstone firmasında çalışıyordu. Bir gün babam sınav stresinden uzaklaşayım diye Bakırköy Kiralık Araç ofisinden araba kiralayıp günü birlik bir gezi düzenledi. Sabah erkenden uyanıp, dışarıda kahvaltı yaptık. Sonrasında kısa bir İstanbul turu yaptık ve eve döndük. Sınava çalışırken sürekli stresli olduğum için ailem ufak kaçamaklarda hep yanımda oluyordu. Sınava çalıştığım için ailemle de vakit geçiremiyordum. Bu küçük kaçamaklar moral olarak da çok iyi oluyordu. Neyse ki zorlu bir süreçten sonra büyük bir heyecan ile üniversite sınavıma girdim. Öyle bir süreç ki sınava girenler beni rahatlıkla anlayabilir. Aile büyüklerinin beklentileri, fedakarlıkları, aileye karşı sorumluluklar gibi nice düşüncelere kapılıyor insan. Neyse ki güzel geçen bir sınavın sonucunu bekliyordum. Gün geldi ve sınav sonuçları açıklandı, beraberinde tercihimi yaptım ve o kadar çalışmamın sonucunda hedefime ulaştım. Hukuk fakültesini kazandım. Tabi içimde her ne kadar polis olma isteğim de olsa yine de mutluydum. Mesleğimi en iyi şekilde yapacağıma eminim. Üniversiteye başladım ve eğitimim bitti. Staj yapmam gerekiyordu. Bursa da avukat olan teyzemin Bursa Avukat bürosunda stajıma başladım. Yaklaşık bir yıl teyzemle birlikte kaldım. Güzel günler geçiriyordum. Teyzem ile çok güzel anılar biriktirdim. Ailem de ara ara bizi ziyarete geliyordu. Bu aşamada daha fazla kaynaştık.
Teyzemin hukuk bürosunda bir avukat ile tanıştım. Adı Mustafa idi. Mustafa staj dönemim boyunca bana çok yardımcı oluyordu. Boş zamanlarımızda Bursa’yı geziyorduk. Mustafa ile bir konuşmamızda Trabzon’u çok merak ettiğimi ve gitmek istediğimi söylemiştim. Mustafa da aslen Trabzonlu olduğu için gezdirebileceğini söylemişti. Mustafa ile bir ilişkiye başlamıştık. Birbirimizi seviyorduk. Evlilik yolunda ilerliyorduk. Teyzem çok mutlu olmuştu, çünkü Mustafa’yı çok seviyordu. İstanbul’a ailemin yanına döndüğümde aileme de Mustafa ile olan beraberliğimi anlattım. Sevinmişlerdi. Kendime İstanbul’da bir avukatlık bürosu açtım. Babamın bir tanıdığında ofis eşyaları varmış ve kullanmıyormuş. Benim alabileceğimi söylemiş. Kiraladığım ofise getirilecek eşyaları ofis taşımacılığı yapan Odak Nakliyat’tan getirmesini istedim. Ofisim 6. katta olduğu için firma yük asansörü ile taşıyabileceğini iletti. Eşyalarım güvenli bir şekilde taşındı ve yerleştirildi. İşlerim de düzene girdikten sonra Mustafa ile ailesi ailemle tanışmaya geldi.
Mustafa’nın ailesi Trabzon’da yaşadığı için söz ve nişanı aile arasında yaptık. Evleneceğimiz günü bekliyorduk. Teyzem düğün hediyesi olarak inegöl mobilyası göndermişti. Mustafa ile Trabzon’da balayı yapma kararı aldık. Erken rezervasyonlarda indirim olduğu için Trabzon Uçak Bileti aldık. Düğün günümüz yaklaşıyordu ve bizi tatlı telaşlar bekliyordu. Evimize eşyalar alıyorduk, düzenliyorduk. Düğün hazırlıkları gerçekten de sanıldığı kadar kolay değilmiş. Ama sevdiğim ile aynı yuvayı paylaşacağım için tüm zorluklara ve yorgunluklara dayanıyordum. İlerde çocuğumuz olur ve erkek olursa da çocuğumuza islami sünnet düğünü organizasyonu yapma hayalimi gerçekleştirmenin mutluluğu da ayrı bir konu.
Ailemin tek çocuğu olduğum için sevinç ile hüznü aynı anda yaşadıklarının farkındaydım. Benim içinde zordu ama seviyordum. Sonuçta ailemden uzakta değilim, istediğim anda gidip görebilirim. Düğün günümüz yaklaştığında teyzem Bursa’dan geldi ve anneme yardımcı oldu. Keyifli bir süreç olduğunu da söylemeden duramayacağım. Unutmayın her zaman yapılacak şeylerin sırası vardır. İnsan öncelikle kendi ayakları arasında durabilmeli ve kendine inandıktan sonra hayatına devam etmeli.