Hayatın Zorluklarıyla Mücade
Ümraniye’nin uzun ve dar sokaklarında eve doğru yürüyor bir yandan da diğer insanları incelemeden edemiyordum. Hepsi birbirinden çok farklı. Ne kadar da kaptırmışlar kendilerini dünya yaşamına. Kimisi arabasında kimisi cafeler de arkadaşlarıyla kimi lüks evlerinin balkonunda…
Neden diyorum kimi zaman neden onlardan biri değilim. Neden o kadar şanslı değilim sonra Rabbim geliyor aklıma vardır bir bildiği biliyorum ki sınıyor tüm insanlığı, onlara çok vererek bize az vererek. Yaşam bir imtihan değil mi zaten.
Ümraniye’nin ıssız bir sokağında inşaat halinde bir evde oturuyorduk ailemle. Evet zordu ama babasız bir ev bu kadar olurdu sanırım. Kardeşlerime bakabilmek için ümraniye oto ekspertiz firmasında çalışıyorum. İşte böyle akşam geç saatlere kadar 17 yaşında tükeniyorum. İş çıkışlarımda böyle eve yürürken kendime vakit ayırabiliyorum işte. Bir ailenin yükünü bu yaşlarda almak meğerse ne kadar zormuş. Bunu yaşamadan fark edememek ise ayrı bir acı…
Kendimle konuşurken eve gelmişim meğerse. Saat baya geç olmuştu evdekiler uyumuştur kesin ama ben eve girerken uyanacakları kesindir. Kapıyı açıp eve girdim yürümeye başlamamla parke gıcırtıları ayaklarıma eşlik etmeye başlamıştı bile. Kapıda hemen annem belirdi. Bizlere bir şey olacak korkusuyla en ufak sese bile uyanırdı. Kurulmuş bir alarm gibi sabitlemişti kendini. Hemen yanıma gelip uyku sersemliğiyle güzel bir öpücük kondurdu yanağıma. İşte bu tüm günümün yorgunluğunu alıyordu. Annem ve kardeşlerimin sevgisi benim tüm hayata bağlıyordu. Onlar benim yaşama tutunma kaynağımdı. Ben bu kadar çaba sarf ediyorsam, bu kadar güçlü duruyorsam hepsinin sebebi annem ve kardeşlerimdi.
Sabah uyandığımda baş ucumda en ufak kardeşim Hasan vardı. Uyanmamı dört gözle bekler gibi bakıyordu. Sonra o tatlı sesiyle “günaydın ablacım” ve o tatlı gülümseme…
Neden böyle yaptığını biliyordum söz vermiştim hafta sonu parka götürecektim bu heyecanı bundandı. Anneme kahvaltı hazırlamaya yardım edip kahvaltımızı yapıp hazırlandık. Hasan park heyecanından yerinde duramıyordu. Parka geldiğimizde koşturarak salıncaklara yöneldi. Bir banka gidip oturup onun o mutluluğunu izledim. Bir çocuğun gülümsemesi işte bu kadar içten olurdu. Hayatta her zorluğu görebilirdik, karşımıza nelerin çıkacağını bilmeden ama en ufak gülümsemeler tüm hayatımızı değiştirebilirdi…