90’lar Bir Başkaydı

90’lar Bir Başkaydı

İnsanlar gün geçtikçe geçmişin değerini daha çok anlıyor. Çünkü en güzel anılar çocukluk ve gençlik zamanlarında yaşanıyor. 25-30 yaşlarından sonra belli bir monoton hayata geçiş yapınca, hayattan sıkılmaya başlanılıyor. Diğer bir etken ise popüler kültürün getirdiği tüketim bağımlılığı. Eskiden el emeğiyle yapılan yemek, eşya vs. emek verilip yapıldığı için daha değerliydi. Oyuncaklarımızı bile bez bebeklerden, arabaları evde bulunan tahta parçalarıyla yapardık. Oyuncaklarımız bizim için değerliydi bir iki kere kullanıp atmazdık. Maalesef şu an ki neslin en büyük sorunu her şeyi çabuk tüketen ve çabuk her şeyden sıkılan bir millet olduk.

Bugün size 80-90 yıllardan bahsedeceğim. O yozlaşmamış, değeri bugünkü kadar yitirilmemiş olan yıllarda yaşanmış ve hoş anılar bırakmış şeyleri.  Teknoloji bu kadar ilerlememişti. Hatta ev telefonu bile çoğu evde yoktu. Televizyon tek kanallı ve siyah beyazdı. Saat  24.00 olunca ekrana TRT1  logosu çıkar ve herkes yatardı. Çizgi film izlemek için sabahın köründe kalkar izlerdik. Çünkü her dakika çizgi film izleyebileceğimiz başka bir yer yoktu. Belki ellerimizde cep telefonu, evimizde bilgisayar veya çeşit çeşit oyuncağımız yoktu ama çok mutluyduk. Çocukken bütün günümüz sokakta geçerdi. Saklambaç, dokuz taş, beş taş, ip atlama, istop, yakar top ve daha bir sürü oyun oynardık. Oyun oynamaktan yemek yemeyi unuturduk. Eğer oynarken düşseniz annenizden önce komşunuz yardıma koşardı. O zamanlar insanlar arasında güven, dostluk, saygı ve değer vermek vardı. Mahallede herkes herkesi tanırdı. Video izlemek bir lükstü. Bir komşumuzda bir kaç Türk filmi vardı. O filmleri defalarca izlediğimizi hatırlarım. Mahallede bütün çocuklar toplaşıp izlerdik ve çok zevk alırdık. Hala o filmler dün gibi aklımda.

Sonra renkli televizyonlar çıktı. Babamın ilk aldığı televizyon gri renkte bir Grunding televizyonuydu. Ne kadar sevinmiştik. O zamanlar evlerde genelde soba olduğu için tek bir odada toplaşıp, televizyon seyrederdik. Hatta bazen kardeşlerimizle aynı yatağa toplanıp beraber yatıp seyrederdik. Herkesin kendisine ait bir odası yoktu belki ama şu an bunları hatırlamak bile beni mutlu etti.

90 yıllarda ilk defa özel televizyon yayınları başladı. Star tv bunların ilklerinden. Sonrasında pop sektöründe bir patlama oldu ve çok fazla sanatçı çıktı. O yıllardaki şarkılar, öyle güzel duygularla yazılmışlar ki hala bile sene olmuş 2017 dünkü ahenkle ve zevkle dinliyoruz.  Çünkü o zamanki aşklar saf, temiz ve gerçekti. Sevdiğin kişinin bir bakışı, bir gülüşü bile yetmekteydi. Bir dinleyin 90’lı şarkıların sözlerini , birde şimdiki şarkıların sözlerini herşey zaten apaçık ortada. Şimdiki aşklar bile yalan olmuş. Herkes herkesi kullanma çabasında.

Eskiden eşyalar bizim için bir araç, insanlarda değerliydi. Mutfaklar şimdi gibi belenco mutfak tezgahı ile yapılmamıştı. Daha sıradan ve çini tezgahlar vardı. O zamanlar evlerde çamaşır makinesi olmayan ev çoktu. Olan evlerde de merdaneli çamaşır makinesi vardı. Annelerimiz bu konuda çok yıpranmışlar. Düşünsenize ne bulaşık makinesi var ne de çamaşır makinesi. Gününün çoğunu bulaşık ve çamaşır yıkamakla geçiriyorlar. Ona rağmen hayatlarından mutlular.

Şimdiki zamana bir bakarsak evdeki mobilyalarımıza insanlardan daha fazla değer verir olduk. İnsani değerlerimiz değişmiş, güven sorunumuz çok fazla. Bunun nedenlerinden biri de sokaklarda olan taciz, hırsızlık, cinayet gibi ortamlardan korkmamız. Çocuklarımız için endişe etmemiz. Eskiden rahatça gezebilirdik en azından ortam bu kadar pis değildi.

İstanbul’da yaşamak bu kadar zor değildi. Şu an trafik, stres, yaşam şartlarının zor olması hayatı çekilmez kılıyor. İnsanların büyük çoğunluğu depresyonda. Eskiden herkesin bir arabası yoktu ama insanlar birbirlerine sık sık giderlerdi. Mesela bayramlarda memleketimiz olan İzmit’e gitmek için 4 vesayit yapardık. Akrabalık ilişkileri özümsenirdi ve bayramlar heyecanla beklenirdi. Şimdi herkeste araç  var yada istediğin bir aracı en yakın araç kiralama firmasından kiralayarak gidebiliyorsun. Ama bu kadar imkan olmasına rağmen akrabalık ilişkilerimiz zayıf. Ve insanlar artık bayramları tatil yerine kullanmakta. Çok üzülerek belirtmek isterim ki Türk olarak bizim için önemli olan ahlak değerlerimizi, milli değerlerimizi kaybetmek üzereyiz. Avrupa ülkelerinin teknolojilerini alabiliriz ama onların ahlak değerleri bizimkiyle aynı değildir. Fakat yaşadıklarımıza bakarsak sanki artık herşey normalmiş gibi halka ve özellikle gençlere adapte ediliyor. Lütfen oyuna gelmeyin ve bir Türk olduğunuzu unutmayın.

iofir