Sabrın Sonu Selamettir Derler

Sabrın Sonu Selamettir Derler

Erkek arkadaşım Yavuz ile üniversite yıllarında tanıştık. Benim üniversite okuduğum zamanlarda Yavuz’da askeri personeldi. Birkaç kere arkadaşlarımla gittiğim kafede karşılaşmıştık. Bir gün kafede otururken Yavuz yanıma geldi ve benimle tanışmak istediğini söyledi. Ben başta sıcak bakmasam da yine de tanışma isteğini kabul ettim. Onun görevinin olmadığı günlerde buluşurduk, konuşurduk. Kısa bir zamanda Yavuz ile arkadaşlığımızı ilerlettik. Yavuz’un Ordu’daki görevinin son yılıydı. Tayini açıklandı ve Trabzon’a tayin olduğunu öğrendik. İster istemez üzülmüştüm. Çünkü çok değer veriyorduk birbirimize.

Birlikte güzel vakit geçiriyorduk. Neyse ki Yavuz gitmek zorundaydı. Ordu’daki evinde eşyaları vardı ve taşınması gerekiyordu. Biz bir evden eve nakliyat firması ile görüştük ve eşyaların Trabzon’a taşınmasını istedik. Yavuz 5. katta oturduğu için eşyalar yük asansörü ile indirildi. Eşyalar Trabzon’a gitmek üzere yola çıktı ve bizde Yavuz ile bana hep ismi ile İstanbul’u anımsatan Bakırköy Kiralık Araç ofisinden araba kiralayıp yola çıktık. Eşyalar Trabzon’a ulaşınca belirlenen adrese geldi ve bizi ev sahibi karşıladı. Eşyalar taşınmaya başlanırken bize de evin özelliklerini anlatan ev sahibi malzemelerin kaliteli olduğunu anlattı. Panjurlu, akıllı ev sistemi olduğunu, mutfak ve banyolarda Çimstone kullanıldığını, yerdeki parkelerin birinci sınıf olduğunu anlattı. Gerçekten de ev çok güzel görünüyordu. Eşyaları yerleştirdik ve bir yorgunluk çayı içmeyi hakettiğimizi düşünerek mutfağa gidip çay demledim. Oturup konuşurken ev sahibi aslında daha önce Diyarbakır Bekçi Kursu’nun sahibi olduğunu söyledi. Yaşının ilerlemesi ve memleket hasretiyle Trabzon’a yerleştiğini, bir oğlu ve bir kızı olduğunu söyledi. Oğlu polis, kızı ise Bursa Ceza Hukuku Avukatı imiş. Eşi ile burada yalnız yaşadığını söyledi. Çok tatlı bir amcaydı. Yavuz’a da çok yardımcı olacağını düşünüyordum. Eşi de bizim yorgun olacağımızı düşünüp börek yapıp getirmiş, bende çay getirdim ve börekleri servis yaptım. Anladım ki Karadeniz’in insanı çok sevecen ve sıcak kanlı. Çok mutluydum, gözüm arkada kalmayacaktı. Neyse ki artık gitme vaktim gelmişti. Yavuzla biraz gezdikten sonra kiraladığımız araçla ben Ordu’ya geri döndüm ve arabayı teslim ettim. Yurda gittim ve o an kendimi bir boşlukta hissettim. Çok ağladım. Sağolsun arkadaşlarım o anda yanımda oldular ve teselli ettiler beni.

Yavuz ile her fırsatta buluşmaya çalışıyorduk. Bazı hafta sonları ben Trabzon’a giderdim, bazı hafta sonları Yavuz Ordu’ya gelirdi. Tabi çoğu zamanımız telefonda görüntülü görüşürken geçerdi. Çok zordu ama insan sevince gerçekten aradaki mesafeyi görmüyormuş. Hep aynı sıcaklığı, sevecen yaklaşımı ile uzaklığını hissettirmiyordu bana.

Eğitimim bitti ve İstanbul’a ailemin yanına döndüm. Önce anneme bahsettim Yavuz’da. Onu sevdiğimi, bir gelecek planladığımızı ve onlarla tanıştırmak istediğimi söyledim. Annem de konuyu babama anlatmış. Beni karşılarına alıp konuşmaya başladılar. Başta benim Trabzon’a gitmemi istemediler. Benden ayrılmanın zor olacağını ve eğitim için yıllarca ayrı kaldıklarını söylediler. Bende sevdiğimi ve istediğimi söyledim. Beni kıramayacakları için Yavuz ile tanışmayı kabul ettiler. Yavuz’a söyledim ve Yavuz Gaziantep’e gidip ailesini alıp ailemin yanına gelecekti. Tabi ben çok heyecanlıydım. Acaba ailesi de Yavuz gibi mi? Ailesi de sever mi beni? Diye düşüncelere kapıldım. Neyse ki çok geçmeden Yavuz ailesiyle birlikte bize tanışmaya geldiler. Her şey konuşuldu, anlaşıldı. Aileler de birbiri ile çok güzel bir şekilde anlaştılar. Yavuz ve ben çok sevinmiştik. Artık hayatımızı birleştirecektik. Yavuz’un ailesi yüzük ile gelmişler. Ailemin müsaadesi ile yüzüklerimizi taktılar. Ailesi Gaziantep’e Yavuz’da Trabzon’a geri döndü. Bende İstanbul’da iş buldum.
Artık düğün için hazırlıklar yapmaya başladık. Çok yorucu ve tatlı bir heyecanı vardı. Tüm ev sadece ikimizin zevklerinden oluşacak ve en önemlisi o evde ikimiz yaşayacaktık. Ailemin de desteği ile kısa zamanda tüm almam gereken eşyaları aldık. Benim için en önemlisi ise inegöl mobilya idi. Satın aldım ve ben Trabzon’a gittim ve Yavuz’un oturduğu ev küçük olduğu için yine aynı ev sahibinden karşıdaki evi kiraladık. Tüm temizliğini yaptık, Yavuz’un aldığı eşyaları yerleştirdik. Ailem de İstanbul’dan benim eşyalarımı gönderdi ve annem de yardım için Trabzon’a geldi. Tüm düzenlemeler bitmişti. Yavuz evlilik izni aldı ve bizimle birlikte İstanbul’a geldi. Düğün hazırlıklarını tamamladık. Ailesi de gelince düğünümüz olacak, nikahımız kıyılacak. Şimdi tüm heyecanla o günü bekliyorum. İnsan sabretmeli ve gerçekten olacağına inanmalı.

iofir