Eğlenceli Çocukluk Yılları Nasıl Geçti

Eğlenceli Çocukluk Yılları Nasıl Geçti

Eğlenceli Çocukluk dönemi eğlenceli anılar mutluluk dolu anlar harika zamanlar çocukluğumuzdan kalan hatıralar derken en güzel zamanlarımızı geçirdiğimiz odalarımızdan bahsedeceğiz. 90 larda çocukluk geçirdiyseniz “Arabalı yatak” “Montessori yatak” gibi alanlarda uyumadınız nitekim bende uyumadım aslında bu bir eksiklik değil zamane çocukları dediğimiz evlatlarımız oldukça şanslı demek daha doğru..

Bizim zamanımızda diye lafa başlamak istemiştim hep Yaş 30 olunca başlayabiliyormuşsun ; Yaşımı da araya sıkıştırdım Bloggerların yaşı sorulmaz 🙂 Neyse nerede kalmıştık bizim zamanımızda kalabalık odalar tüm akrabalar bir arada yere yün yorgan atılır tüm çocuklar dizi dizi yatırılır anneler mutfağa geçer derin bir nefes alırdı o yatakta neler konuşulur ne eğlenceli vakitler geçirildi değmeyin keyfimize.

Bursa’nın İnegöl köyünde büyüdüm babam inegöl mobilya ustası olduğundan sonralarda kendi yaptığı sıcacık bir odaya geçtik gençlik yılları bu odada  poster dolu duvarlar ile geçti çılgın müzikler dopdolu yıllar okul zamanları bir hayli hızlı geçti diyebilirim tabi o yıllarda zaman geçmiyor gibi gelse de okul bir an evvel bitsin kendi işimi yapabileyim diye hayallere dalarken yaş 30 olduğunda o yıllara dönmek için neler vermezdim diyebiliyorsunuz.

Geçmiş zamanın her daim şimdikinden daha çekici gelmesi mevzusundan mı kaynaklanıyor bu durum bilmiyoruz ama 90’lı yıllar şimdi bakınca daha bir etkileyici ve huzurlu geliyor.

Ekşi sözlükte o zamana ait yorumları görünce kendi gençlik yıllarım geldi aklıma sizlere de bir kaçını paylaşmak istedim ;

“mahalle arkadaşlığı vardı, dostluk vardı, şimdiki gibi ikiye pasta misali bölünmüş bir ülke yoktu.”

“90’ların özel olmasının sebeplerinden biri de kimsenin bu kadar laubali olmamasıydı bana göre. tv spikerleri düzgün şekilde tarafsız haberler yaparlardı mesela. şimdiki gibi izleyiciyle asker arkadaşı gibi konuşup reytingin bununla doğru orantılı olduğu seviyesiz durumlar yoktu.

başka bir tespit daha yapayım. o zamanlar çocuk olan şimdinin yeni üretime geçmiş bireylerinin izlediği çizgi filmleri japon kalitesini taşıyordu. bence anime izleyen 90’lar kuşağı çocukları için bu bile başlı başlına bir özellik güzellik barındırmalı bana göre.”

“milenyum sonrası türkiye’ de ve dünyada çok şey değişti. teknoloji gelişti, insanların uğraşları, alışkanlıkları, imkanları, ihtiyaçları farklılaştı. zevkler, renkler bambaşka bir hale büründü.

90′ ları belki de en özel yapan eden internetin de bu denli yaygın olmayışıydı. zira, insanlar reel hayat ile daha bütün bir halde idi. iletişim çok kıymetli idi. değer veriliyordu. şimdi ise basit bir araç ve önünde kocaman bir yelpaze var.

90′ lı yılları yaşayan neslin belki de en önemli dönüm noktası marmara depremi idi. şahsen bu benim dönüm noktamdı ve bu olaydan sonra hayatım çok değişti. 90′ lı yılları hala arar gözlerim, insanlarla iç içe olduğum o dönemler, sevgi, şefkat daha çok demekten ziyade bazı şeyler daha sade, daha yerinde idi ve bir çok kişi bence haddini de biliyordu.

90′ lar ne çok iyiydi ne de çok kötü, sadece bazı şeyler yapaylaştı, sanal bir hale geldi.”

“90’ların teknolojinin patlamasından hemen önceki dönem olduğundan dolayı olabilir. 2000’li yıllara girdikten sonra teknoloji, bilgisayarlar, cep telefonları, internet hayatımıza öylesine hızlıca girip değiştirdi ki bizi, şu an yaşadığımız hayatla az önce terkettiğimiz hayat arasında siyah ile beyaz arasında bir fark oluştu. oysaki o 90’lar 30-40 sene öncesi değil, daha 10-15 sene önce terkettiğimiz bir yaşam biçimi.

bence bütün olay hayatımızın değişim hızı. şu an etrafınızda olan, sizi saran, 15 sene önce hayal bile edemeyeceğiniz bir yaşam biçiminin içerisindeyiz. bambaşka kelimesi, yaşamımızın değişme hızını ancak bu şekilde açıklayabilir. ve 90’lar’da terkettiğimiz yaşamın ardında bıraktığımız kapıyı temsil ediyor. ne zaman bu hayattan bunalsak, ardından gelip kapattığımız kapı olan 90’lari özlüyor olmamızın, bize özel gelmesinin sebebi de bu olabilir.”

Gördüğünüz üzeri bir çok insan bu yılların unutulmaz olduğu konusunda hem fikir.. Nitekim bende öyle Üniversite yıllarında Ankarayı kazandım ve bu bana hep soğuk gelen şehre  adımımı attığımda artık hayata koşar adımlar ile ilerlediğimin farkına vardım Ankara oto kiralama firmalarından biri ile anlaşıp şehri tura çıktım tahmin ettiğim gibi ayaz ve sevimsiz belki de bana uzak kalan bir ilçe olduğu için ön yargılarımı bir yere bırakıp metropol yaşama alışmaya çalıştım..

Üniversiteye yakın bir tercüme bürosu bünyesinde iş buldum bu zorlu süreçte aileme yük olamazdım o zamanlar bu gerekirdi ince düşünmek ekmeğini taştan çıkartmak hayatta kalmak için savaşmak….

Üniversite bu koca yıllar geçmez gibi gelirken son dönem yazında çoktan mükemmel arkadaşlıklar edinmiş yaz planımız için rotamızı Kekova’ya çevirmiştik.. Kekova tekne turu uzun zamandır aklımızda olan Ankara’nın soğuğundan uzaklaşmak için Antalya’nın sıcağına sığınmak en akıllıca fikir gibi geliyordu nitekim finallerden sonra harika zaman geçirdiğimiz tura başladık. Ali kaptan rehberliğinde eğlencenin dibine vuracağımız hiç aklımıza gelmezdi en azından unutulmaz hatıralar arasında kalıp izlerin silinmediği muhteşem bir tatil oldu. Şimdi 2000 li yıllarda sahte samimiyetsizlikler ile dolu yapmacık ilişkiler üzerine ne anı nede hatıra biriktirilmiyor bizler çok şanslıyız çıkardığımızda tozunu üfleyip gülümseyebileceğimiz eğlence dolu yıllarımız var…

iofir